1 Şubat 2010 Pazartesi

Kocaeli günleri...

“İyi Fotoğrafın Sırları” seminerim gerçekleştirdiğim yerlerde büyük ilgi ile karşılandı. İlk çalışmayı Kocaeli'nde KASK için yaptım. Sonra
İFSAK, Sabancı Fotoğraf Topluluğu, ardından “Düşünceden Projeye” konulu olan ikinci etkinlik için programlar yapılıyor. Fotoğrafseverlerin, fotoğrafta artık daha iyi bir noktaya gelebilmek için tekniğin ötesinde fotoğrafın düşüncesi ve “işleyen” uygulamalar ile ilgili yapıcı bilgiler istiyor olması beni çok mutlu etti.
Günümüzde, makine fetişizmi ve yersiz/abartılı teknik oyunların varlığıyla fotoğraf düşüncesi ne yazık ki geri plana atılmıştır. Bu da, gereğinden fazla sayıda birbirinin taklidi olan fotoğrafların çoğalmasından başka bir işe yaramamıştır. Belki bu tip seminerlerin verdiği ivme ile, fotoğraf üzerine daha çok düşünerek, daha çok okuyarak ve sanat etkinliklerine daha yoğun katılarak “fotoğrafın ideası” daha üst noktalara gelebilir. Ben, kendi adıma, başından beri fotoğrafın onca teknolojik gelişmeye rağmen yeterli ilerlemeyi gösterememesinin nedenini, fotoğrafçıların bilgiyi bu denli geri plana atmasına bağlıyorum.
Bugün, kitapların yerini internet sayfalarında, ekran üzerinde sanal gezintiler almıştır. Varoluş, internette yer almak üzerinden değerlendirilmektedir. Google'da yoksan, dünyada yokmuşsun gibi bir işlem yapılmaktadır kişilere. İnsanlar kitaplarını artık internetten ısmarlıyorlar. Eğer hayatınızın kitabı, rafta almayı düşündüğünüz kitabın yanında duruyorsa, kitapçıya bizzat gitmediğiniz için ne yazık ki bunu kaçırmak durumunda kalacaksınız. Ama neyi kaçırdığınızı bilmediğiniz için asla üzüntü duymayacaksınız. Bu da en büyük avuntunuz olacak.

Geçen ay seminerim için Kocaeli'ne gittiğimde, KASK Başkanı arkadaşım Cengizhan Günesen'in masasında çok ilginç bir kitap görmüştüm. Bugün gelen postadan da bu kitap Cengizhan Günesen'in yılbaşı hediyesi olarak çıkınca çok mutlu oldum. Kitabın ismi “Atatürk ve Kocaeli.” Atilla Oral tarafından kendisinin özel koleksiyonunda yer alan belgelerle hazırlanmış bu kitap, Atatürk'ün yolunun İzmit'le (ve Adapazarı ile) kesişmesini yazılar, gazete kesikleri, anılar ve bir kısmı ilk kez yayınlanan fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Atatürk ile ilgili koleksiyon yapanların ve tarih araştırmacılarının asla atlamaması gereken bu kitap, aslında 192 sayfalık bir yakın geçmiş albümü ve içerdiği bilgilerle de Atatürk'ün bir dönemine ışık tutuyor.

İlk kez 16 mart 1916'da yolu geçiyor Mustafa Kemal'in Kocaeli'nden, atandığı Diyarbakır'a 16. Kolordu Komutanlığı'na giderken. Sonuncusunda ise Cumhuriyet Türkiyesi'nin Atatürk'ü olarak 19 Kasım 1938'de... İstanbul'dan kalkan Yavuz gemisi Mayın İskelesi'ne yanaşır, Atatürk'ün tabutu yüksek rütbeli subayların omuzlarında İzmit İstasyonu'ndan trene bindirilir ve son kez geldiği Kocaeli'nden Ankara'ya doğru yola çıkar. Atatürk'ü anmışken; tıpkı fotoğraf gibi kısa ve özlü bir şiirle; Orhan Seyfi Orhon'un dizeleriyle bitirelim bu bölümü de:

“Siliyor ruhunun ulviliği fani etini;
Çiziyor ufka, batan bir güneşin heybetini;
Büyüyor gökten inip toprağa yaklaştıkça;
Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça...”

1 yorum:

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Merih bey merhaba,

Ben İfsak'taki her iki seminerinize de katılan şanslı kişilerden biriyim. Fotoğrafa ve sanata gönül verenlerin yolunun bir gün sizinle kesişmesini diliyorum. Kocaeli'lier çok şanslıymış

Sevgilerimle,

Yorum Gönder